Bir Acı İnsanı Nasıl Dönüştürür?

Merhaba…. Ben Seda. Buraya nasıl geldim, yazmaya nasıl karar verdim... Hepsini büyük bir heyecanla sizinle paylaşıyor olacağım, tabi ki içerisinde samimiyet dolu itiraflarıma da yer var. Yazmak… aslında ne zaman farkettim bana yazmanın iyi geldiğini çok iyi biliyorum. Hani hayatınızda her şey alt üst olur ya da siz öyle sanırsınız… İşimin, ilişkilerimin, arkadaşlıklarımın bile yolunda gitmediği bir dönemden geçerken, hayatımın altı mı üstü mü daha iyi kim bilebilir ki? Bu merak duygusu beni nerelere taşıdı, birlikte yolculuğumuza başlayalım o zaman… En saf en masum olduğumuz çocukluk dönemi ile başlayalım... Çocukken garip şiirler de olsa yazabildiğimi keşfetmiştim, her çocuk gibi nedenini anlamadan, kuzenlerime bile ithaf ettiğim şiirlerim vardı. :) Sonra ne mi oldu tabi ki çocuklukta heves edip yarıda bıraktığımız her şey gibi benim şiir maceramda çocukluğumda kalmış oldu... Sonra bir dönem üniversitede yeltendim bir şeyler karalamaya… Bir şey beni adeta içine çekiyordu elime kağıt kalem almam için; o da duyduğum özlem üzerine yazılan bir yazıydı, çok iyi hatırlıyorum… Eğer samimiyeti ilerletirsek söz bir gün sizinle paylaşacağım o yazıyı. Hiç unutmuyorum çocukluk aklı işte galiba o dönem kendime en yakın İclal Aydın'ı görmüş olmalıyım ki onun mail adresine göndermiştim bu yazıyı tabi ki hiç cevap gelmedi :) Belki bir dönüş gelse benim yazarlık maceram o dönemde başlayacaktı neyse kısmet değilmiş deyip devam edelim… Gelelim benim şu hala alt mı üst mü diye merakla sonucunu beklediğim döneme… Bir çok insanın başına geldiği gibi; Satürn balıkta mıymış neymiş önce yıkıyormuş sonra topluyormuş işte öyle bir dönem. Astrolojiye de gönderme yaptığımıza göre gelelim asıl konuya… Bir çoğunuzun başına gelmiş olma ihtimali yüksek... İşiniz yolunda gitmez, ilişkiniz yolunda gitmez, arkadaşlarınızla bile görüşmek istemezsiniz. Hayalete döndüğünüz aslında içinize döndüğünüzdür andır o an… Sanırsınız ki bende bir gariplik var ne oluyor böyle ben bu muyum gerçekten… Evet... Sen tam olarak da o kişisin yani olmak zorundasın çünkü değişim zorlayıcıdır, yakıp geçer anlayamazsın bile...

İnsanoğlu bu hiç rahat durur mu tabi ki değişim için ne gerekli araştırmaya devam ettim, iç sesim beni rahat bırakmadı çünkü... En sonunda ise şunu farkettim; mesela ben bilmiyormuşum ki Seda bu hayattan gerçekten ne istiyor ve potansiyelini gerçekten keşfetmiş mi ? Bir gün şirket içi almış olduğum bir eğitimde Söğüt Hocam; kulakları çınlasın ‘’içinde çok büyük bir potansiyel var, patlat onu yoksa sen patlayacaksın’’ demişti… Dediği gibi de oldu, sağlık problemleri, yüksek nabızda eşlik etti sürecime… İşte tam da burada size sesleniyorum hani içinizde ki şeyin tam olarak ne olduğunu anlamayan ama bir şeyin değişmesi gerektiğinden son derece emin olduğunuzda... Ne yapmanız gerekiyormuş biliyor musunuz ? Söylenmesi çok basit uygulaması sadece birazcık zor; peşinden gitmek… Bazıları için bu yazmak olur, bazıları için resim yapmak ama kendinizi ifade edebilmenin en kolay yolunu bulun... O gün geldiğinde bak bakalım içinizden neler dökülüyor. İşte böyle kayalıklara çarpa çarpa yürüdüğüm yolda; yaralarımı sarmadan yola devam ettiğim için kendimi kaybettiğim bir günde, yazma maceram başlamış oldu. Çünkü yalnızdım bir kere yalnız insan ne yapardı; bol bol kitap okur, zaman doldurma için bir şeyler izler. Eh benim gibi şanslı ise ve deniz kenarında yaşıyorsa (birazda bardağın dolu tarafından bakalım) gidip denize bakarak iki üç bir şey karalar… İşte tam olarak bunu yaptım; gittim deniz kenarına, attım sandalyemi ve başladım yazmaya… İlk günler baktım içimden öfke çıkıyor sadece kızgınım, nasıl saydırıyorum hınçla kağıda... Tabi ki o sayfaları imha ettim sonra okunması sakıncalıydı. :) Sonra dinginleştim... Ve ne hissettiğimi anlamaya başladıkça, yazmak bana terapi gibi geldi… Şimdi diyeceksiniz ki ne yazıcaksın bundan sonra ? Her şeyi, aklıma gelen her konuyu, okuduğum kitapları yazacağım size umarım keyifle okursunuz… Kim bilir belki benim hikayemin can acıtan gerçeklikleri sizinkilerle eşleşir.. Keyifli okumalar…